Telefon almak artık “iyi bir cihaz bulmak”tan çok, kendi ihtiyaçlarını doğru okumak anlamına geliyor. Çünkü piyasada yüzlerce model var ve hepsi farklı kullanım tarzlarına hitap ediyor. Doğru telefon seçimi, sadece teknik özelliklere bakmak değil, bu özelliklerin sizin günlük yaşamınızla ne kadar uyumlu olduğunu anlamaktır.

İlk kriter kullanım amacıdır. Telefonu daha çok sosyal medya, mesajlaşma ve günlük işler için mi kullanıyorsunuz, yoksa oyun, fotoğrafçılık veya yoğun iş uygulamaları mı ön planda? Eğer telefon sizin için bir eğlence ve oyun cihazıysa işlemci gücü ve ekran yenileme hızı önem kazanır. İş odaklı kullanımda ise batarya, depolama ve stabil performans daha kritik hâle gelir.

İkinci kriter bataryadır. Gün içinde priz aramak istemeyen biri için pil kapasitesi ve enerji verimliliği hayati. Yalnızca mAh değerine bakmak yeterli değildir; işlemcinin verimliliği ve yazılım optimizasyonu da pil ömrünü belirler. Hızlı şarj ve kablosuz şarj gibi özellikler de kullanım konforunu artırabilir.

Üçüncü kriter ekran kalitesidir. Uzun süre telefon kullanan biri için ekran sadece görüntü değil, göz sağlığı anlamına gelir. AMOLED/LCD farkı, ekran parlaklığı, renk doğruluğu ve dış mekânda görünürlük önemlidir. Video izleme ve okuma ağırlıklı kullanımda ekran boyutu ve çözünürlüğü belirleyici olabilir.

Dördüncü kriter kamera sistemidir. Fotoğraf ve video çeken kişiler için sensör kalitesi, gece performansı, optik stabilizasyon ve yazılımsal işleme fark yaratır. Burada megapiksel tek başına yeterli ölçüt değildir. Aynı MP değerine sahip iki telefon arasında büyük kalite farkları olabilir.

Beşinci kriter depolama ve RAM’dir. Günümüzde uygulamalar ve medya dosyaları büyüdü. 128 GB altı depolama çoğu kişi için hızla dolabilir. RAM ise çoklu görev ve akıcılık için önemli; özellikle birkaç yıl sorunsuz kullanım hedefleniyorsa düşük RAM risk yaratır.

Son olarak bütçe–performans dengesi gelir. En pahalı telefon en doğru telefon değildir. İhtiyaçlarınızla örtüşmeyen bir özelliğe para vermek gereksiz olur. Telefon seçimi, “en iyiyi almak” değil; “kendin için en uygunu bulmak” meselesidir.