Sponsor

Türkiye Ekonomisinde Yeni Dönem: Büyüme ve İstihdamda İyileşme İşaretleri

Türkiye ekonomisi, 2025 yılının ilk yarısında olumlu gelişmeler gösteriyor. Son açıklanan ekonomik veriler, büyüme ve istihdam alanlarında iyileşme sinyalleri verirken, enflasyon ve dış ticaret dengesi gibi önemli göstergelerde de iyileşme eğilimleri gözlemleniyor. Uzmanlar, bu gelişmelerin sürdürülebilir büyüme için olumlu bir temel oluşturduğunu belirtiyor.

Büyüme Rakamlarında Artış

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı son verilere göre, 2025’in ilk çeyreğinde Türkiye ekonomisi yüzde 4,5 büyüme kaydetti. Bu oran, önceki çeyreğe kıyasla önemli bir yükseliş anlamına geliyor. Büyümenin temel motorları arasında özellikle sanayi üretimi, hizmet sektörü ve ihracat kalemleri öne çıkıyor. Sanayi üretim endeksi, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış verilerle yıllık bazda yüzde 6 oranında artış gösterdi.

İhracat tarafında ise, son dönemde Avrupa, Orta Doğu ve Asya pazarlarına yapılan satışlarda artış yaşandı. Bu durum, hem yerli üreticilerin rekabet gücünü artırırken hem de dış ticaret açığının kontrol altına alınmasına katkı sağlıyor. Ticaret Bakanlığı verileri, 2025’in ilk yarısında ihracatın önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 10 oranında arttığını ortaya koyuyor.

İstihdamda Gözlemlenen İyileşme

İşsizlik oranları da olumlu yönde hareket ediyor. TÜİK’in açıkladığı son verilere göre, işsizlik oranı yüzde 9,8’e gerileyerek, son iki yılın en düşük seviyesine indi. Özellikle genç işsizliğinde ve kadın istihdamında belirgin artışlar görülüyor. İş gücü piyasasındaki bu iyileşme, ekonomideki canlanmanın somut bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.

Küçük ve orta ölçekli işletmelerin (KOBİ) büyüme ve istihdam yaratma kapasitesi, hükümetin sağladığı çeşitli desteklerle güçlendi. Kredi imkanlarının genişletilmesi, vergi teşvikleri ve girişimcilik destek programları, KOBİ’lerin ekonomik faaliyetlerini artırmasına katkı sağladı. Bu durum, işsizlik oranlarının düşmesinde etkili oldu.

Enflasyon ve Fiyat İstikrarı

Türkiye ekonomisinde enflasyonla mücadele de önemli bir gündem maddesi olmaya devam ediyor. Merkez Bankası’nın para politikaları ve hükümetin fiyat denetimi mekanizmaları, tüketici fiyatlarındaki artış hızını yavaşlatmaya yönelik somut adımlar olarak görülüyor. TÜİK’in verilerine göre, yıllık enflasyon oranı yüzde 15 civarına gerileyerek, geçen yılın aynı dönemine kıyasla belirgin bir iyileşme sağlandı.

Fiyat istikrarındaki bu iyileşme, tüketici güven endeksine de olumlu yansıyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın yayımladığı tüketici güven endeksi, 2025 yılının ikinci çeyreğinde 90 seviyesinin üzerine çıkarak, tüketici beklentilerinde iyileşme olduğunu gösteriyor. Bu durum, hane halkının harcamalarını artırabileceği ve ekonomik canlılığı destekleyebileceği anlamına geliyor.

Yatırımlar ve Geleceğe Dönük Beklentiler

Ekonomistler, Türkiye’nin ekonomik büyümesini sürdürülebilir kılmak için yatırımlara ağırlık verilmesi gerektiğini vurguluyor. Özellikle teknoloji, yenilenebilir enerji ve altyapı sektörlerinde yapılacak yatırımların uzun vadede katma değer yaratacağı belirtiliyor. Özel sektörün bu alanlara olan ilgisi artarken, kamu yatırımlarının da planlandığı şekilde devam ettiği ifade ediliyor.

Ayrıca, küresel ekonomik ortamda yaşanan belirsizlikler ve bölgesel gelişmelerin yakından takip edilmesi gerektiği belirtiliyor. Döviz kuru hareketleri, enerji fiyatları ve uluslararası ticaret koşulları, Türkiye ekonomisinin performansını doğrudan etkileyebilecek faktörler olarak öne çıkıyor.

Genel olarak, Türkiye ekonomisinde 2025’in ilk yarısında olumlu gelişmeler yaşanıyor. Büyüme hızındaki artış, işsizlik oranlarındaki düşüş ve enflasyonun yavaşlaması, ekonomik iyileşmenin önemli göstergeleri. Ancak sürdürülebilir ve dengeli bir büyüme için yapısal reformlar, yatırım teşvikleri ve fiyat istikrarının korunması gibi konuların da öncelikli olarak ele alınması gerekiyor.

Ekonomik aktörler ve uzmanlar, önümüzdeki dönemde bu olumlu trendlerin devam etmesini beklerken, ekonomik dengelerin korunmasının Türkiye’nin orta ve uzun vadeli kalkınma hedeflerine ulaşmasında kritik rol oynayacağını vurguluyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir